25 Mayıs 2015 Pazartesi

YABANCI ÖĞRENCİLERLE TÜRKÇE DENEYİMİ

                             YABANCI ÖĞRENCİLERLE TÜRKÇE DENEYİMİ


  Benim için çok farklı ve güzel bir deneyim oldu. Çok şahane insanlarla tanıştım. İlk başta biraz tereddüte düştüm açıkçası ama sonra bu tereddütlerimin ne kadar yersiz olduğunu anladım. Aslında tereddüt ettiğim tek nokta nasıl anlaşacağımızdı ama fark ettim ki insanlar birbirinin dilini bilmeseler bile gönülleri bir olunca anlaşabiliyorlar. 
   Öğrenciler rehber öğretmenleriyle beraber sınıfa ilk geldiklerinde biraz çekingen davrandık açıkçası ama daha sonra onlara hoş geldiniz diyerek tanışmaya başladık. Benim ilk tanıştığım kişinin adı İhlas idi. Nitekim öğrencim de o oldu. Aslında ben ona İhlas diye hitap ettim ama o beni düzeltti ve Ihlas dedi. Konuşmaya devam ettiğimizde bu durumu daha iyi anladım İhlas genellikle Türkçe ’de yer alan i,ü,ö gibi ince sesleri kalın bir şekilde telaffuz ediyordu. İhlas beni gerçekten çok şaşırttı çünkü baya iyi seviyede konuşuyordu Türkçeyi. Halbuki Türkiye’ye geleli sadece 5 ay olmuştu ama buna rağmen iyi sayılabilecek bir düzeyde konuşuyordu Türkçeyi.  Konuştuk ders boyunca ama İhlas’ın benimle ilgili bir sorunu vardı o da hızlı konuşmamdı. Bunu bana çok güzel bir şekilde ifade etti ben de elimden geldiği kadar yavaş konuşmaya dikkat ettim. Ben o gün İhlas’tan başka kimseyle tanışmadım çünkü onunla çok iyi bir muhabbet kurmuştuk o yüzden onu bırakıp gitmek istedim. Sohbetimizi esnasında dikkatimi çeken bir şey oldu. İhlas benim söylediğim ve kendisinin bilmediği şeyleri not alıyordu. Bana kız kardeşinin bebeğinin fotoğrafını gösterdi ben de ona ilk olarak o bebeğin kendisinin yeğeni olduğunu söyledim yani Türkçe karşılığını anlattım. Bunu daha önce hiç duymamıştı İhlas ve hemen not aldı. Ayrıca bir de sohbetimiz arasında ‘Allah rahmet eylesin.’ tabirini kullandım. İhlas, eylesin yardımcı fiilini de daha önce duymamış onu da anında not aldı. Gerçekten öğrenme aşkı vardı İhlasta. Türkiye'yi çok sevdiğini söyledi aslında Türkiye'den çok insanları sevdiğini söyledi. Günün sonunda öğretmen İhlas ile beni eleştirdi daha sonra Gizem de bizim grubumuza dahil oldu. Gizem de ben de İhlas'ın numarasını aldık daha sonra irtibat kurabilmek için. Biz gerçekten çok iyi bir üçlü olmuştuk çünkü Gizem ile İhlas da çok iyi anlaştılar. Akşam İhlas ile biraz mesajlaştık aynı şekilde ertesi gün de konuştuk. Daha sonra bir de etkinliği ayarlamak için konuştuk.




  Bugün büyük gün çünkü bugün etkinlik günü. Tıpkı çocuklar gibi heyecanlı bir şekilde Gizemle birlikte yurttan çıktık ve İhlas'ı almak için Ersem'e gittik. İhlas yanında Hedil adında bir arkadaşıyla geldi. Hedil ile tanıştık ama onun Türkçesi İhlas kadar iyi değildi hem zaten Hedil İngilizce eğitimi alıyordu. Dördümüz birlikte çarşıya indik. İlk olarak kapalı çarşıya gittik daha sonra Düvenönüne gittik. Her ikisi de bayan ya mağazaları dolaşmayı severler sandık Gizemleri ama pek sevmediler galiba. Biz de onların sıkıldığını anlayınca çarşıya geldik ve Hunat Medresesi’nin içini gezdirdik. Burasını çok sevdiler. Türk kültürüne dair önemli örnekler vardı burada. Ney atölyesin girdik hepimiz çalmayı denedik ama yapamadık çok zordu gerçekten. Oradaki amca bize şişeler verdi onunla alıştırma yaptık. İhlasla Hedil'e neyin hikayesini anlattık. Hat sanatı, ebru sanatı hepsini gösterdik. Bir sürü fotoğraf çektik. Daha sonra hep birlikte onların daha önce tatmamış olduğu ve Kayseri’nin meşhur yöresel yemeği olan mantı yemeye gittik. Çok beğendiler mantıyı. Nasıl yapıldığını anlattık onlara.


Oradan çıktık ve bir sonraki durağımız olan Eski Talas’a doğru yol aldık. İhlas sıcaktan biraz bunaldı ve 'Keşke iniyorum. ' diye bir cümle kullandı. Biz de sırası gelmişken Gizemle birlikte İhlas'a sa /se istek şart kiplerini anlattık. Bunları anlatırken yolumuz bitti ve tarihi güzellikleri içinde barındıran mekanımıza geldik. Bence gezimiz esnasında en çok burayı, bu eski tarihi evleri, sokakları ve antikacıyı beğendiler. O kadar çok fotoğraf çekindik ki burada Talas'taki teyzeler, çocuklar hepsiyle çektik. İhlas'ın yaşı bizden biraz büyük olmasına rağmen gün boyu hiç yorulmadı, hiç sıkılmadı hatta biz yorulduk diye üzüldü. İhlas fotoğraf çekilmeyi sevmemesine rağmen bizi hiç kırmadı, her fotoğrafta yer almaya çalıştı. Hedil ile pek konuşmadık ama onun samimiyeti, gülüşü yetti içimizi ısıtmaya. Bizim söylediklerimizi İhlas tercüme etti Hedil'e. Günün sonunda yorgunluk kahvesi içtik hep birlikte. İhlas bize fal baktı.




Son olarak bize Türkçeyi nasıl daha kolay öğrenirim diye sordu biz de kitap okumasını, Türk olan komşular edinip Türkçeyi sık sık konuşmasını ve Türk dizi ve filmleri izlemesini söyledik. Daha sonra kalktık oradan ve İhlas ile Hedil'i otobüs durağına kadar yolcu ettik. İhlas beni unutmayın dedi biz de asla unutmayacağız dedik ve sımsıkı sarıldık onlara. Tabi bu arada küçük bir detay var biz bunları yaparken otobüs bizi bekliyordu ve şoför bize biraz söylendi çünkü vedalaşma faslımız biraz uzun sürdü, ayrılamadık birbirimizden. Onlar otobüse bindiler biz arkalarından uzun uzun el salladık ve mutluluktan birbirimize sarıldık. Gerçekten çok güzel bir gündü. Tıpkı çocuklar gibi eğlendik. Allah kısmet ederse onlarla inşallah tekrardan görüşeceğiz. Böyle güzel bir duruma vesile olduğunuz için size çok teşekkür ederiz hocam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder