YABANCI ÖĞRENCİLERLE TÜRKÇE DENEYİMİ
Benim için
çok farklı ve güzel bir deneyim oldu. Çok şahane insanlarla tanıştım. İlk başta
biraz tereddüte düştüm açıkçası ama sonra bu tereddütlerimin ne kadar yersiz
olduğunu anladım. Aslında tereddüt ettiğim tek nokta nasıl anlaşacağımızdı ama
fark ettim ki insanlar birbirinin dilini bilmeseler bile gönülleri bir olunca anlaşabiliyorlar.
Öğrenciler rehber öğretmenleriyle beraber sınıfa ilk
geldiklerinde biraz çekingen davrandık açıkçası ama daha sonra onlara hoş geldiniz
diyerek tanışmaya başladık. Benim ilk tanıştığım kişinin adı İhlas idi. Nitekim
öğrencim de o oldu. Aslında ben ona İhlas diye hitap ettim ama o beni düzeltti
ve Ihlas dedi. Konuşmaya devam ettiğimizde bu durumu daha iyi anladım İhlas
genellikle Türkçe ’de yer alan i,ü,ö gibi ince sesleri kalın bir şekilde
telaffuz ediyordu. İhlas beni gerçekten çok şaşırttı çünkü baya iyi seviyede
konuşuyordu Türkçeyi. Halbuki Türkiye’ye geleli sadece 5 ay olmuştu ama buna
rağmen iyi sayılabilecek bir düzeyde konuşuyordu Türkçeyi. Konuştuk ders boyunca ama İhlas’ın benimle
ilgili bir sorunu vardı o da hızlı konuşmamdı. Bunu bana çok güzel bir şekilde
ifade etti ben de elimden geldiği kadar yavaş konuşmaya dikkat ettim. Ben o gün
İhlas’tan başka kimseyle tanışmadım çünkü onunla çok iyi bir muhabbet kurmuştuk
o yüzden onu bırakıp gitmek istedim. Sohbetimizi esnasında dikkatimi çeken bir
şey oldu. İhlas benim söylediğim ve kendisinin bilmediği şeyleri not alıyordu.
Bana kız kardeşinin bebeğinin fotoğrafını gösterdi ben de ona ilk olarak o
bebeğin kendisinin yeğeni olduğunu söyledim yani Türkçe karşılığını anlattım.
Bunu daha önce hiç duymamıştı İhlas ve hemen not aldı. Ayrıca bir de sohbetimiz
arasında ‘Allah rahmet eylesin.’ tabirini kullandım. İhlas, eylesin yardımcı
fiilini de daha önce duymamış onu da anında not aldı. Gerçekten öğrenme aşkı
vardı İhlasta. Türkiye'yi çok sevdiğini söyledi aslında Türkiye'den çok
insanları sevdiğini söyledi. Günün sonunda öğretmen İhlas ile beni eleştirdi
daha sonra Gizem de bizim grubumuza dahil oldu. Gizem de ben de İhlas'ın
numarasını aldık daha sonra irtibat kurabilmek için. Biz gerçekten çok iyi bir
üçlü olmuştuk çünkü Gizem ile İhlas da çok iyi anlaştılar. Akşam İhlas ile
biraz mesajlaştık aynı şekilde ertesi gün de konuştuk. Daha sonra bir de
etkinliği ayarlamak için konuştuk.
Bugün büyük gün çünkü bugün etkinlik günü. Tıpkı
çocuklar gibi heyecanlı bir şekilde Gizemle birlikte yurttan çıktık ve İhlas'ı
almak için Ersem'e gittik. İhlas yanında Hedil adında bir arkadaşıyla geldi. Hedil
ile tanıştık ama onun Türkçesi İhlas kadar iyi değildi hem zaten Hedil İngilizce
eğitimi alıyordu. Dördümüz birlikte çarşıya indik. İlk olarak kapalı çarşıya
gittik daha sonra Düvenönüne gittik. Her ikisi de bayan ya mağazaları dolaşmayı
severler sandık Gizemleri ama pek sevmediler galiba. Biz de onların sıkıldığını
anlayınca çarşıya geldik ve Hunat Medresesi’nin içini gezdirdik. Burasını çok
sevdiler. Türk kültürüne dair önemli örnekler vardı burada. Ney atölyesin
girdik hepimiz çalmayı denedik ama yapamadık çok zordu gerçekten. Oradaki amca
bize şişeler verdi onunla alıştırma yaptık. İhlasla Hedil'e neyin hikayesini
anlattık. Hat sanatı, ebru sanatı hepsini gösterdik. Bir sürü fotoğraf çektik.
Daha sonra hep birlikte onların daha önce tatmamış olduğu ve Kayseri’nin meşhur
yöresel yemeği olan mantı yemeye gittik. Çok beğendiler mantıyı. Nasıl
yapıldığını anlattık onlara.
Oradan çıktık ve bir sonraki durağımız olan Eski
Talas’a doğru yol aldık. İhlas sıcaktan biraz bunaldı ve 'Keşke iniyorum. '
diye bir cümle kullandı. Biz de sırası gelmişken Gizemle birlikte İhlas'a sa
/se istek şart kiplerini anlattık. Bunları anlatırken yolumuz bitti ve tarihi
güzellikleri içinde barındıran mekanımıza geldik. Bence gezimiz esnasında en
çok burayı, bu eski tarihi evleri, sokakları ve antikacıyı beğendiler. O kadar
çok fotoğraf çekindik ki burada Talas'taki teyzeler, çocuklar hepsiyle çektik.
İhlas'ın yaşı bizden biraz büyük olmasına rağmen gün boyu hiç yorulmadı, hiç
sıkılmadı hatta biz yorulduk diye üzüldü. İhlas fotoğraf çekilmeyi sevmemesine
rağmen bizi hiç kırmadı, her fotoğrafta yer almaya çalıştı. Hedil ile pek
konuşmadık ama onun samimiyeti, gülüşü yetti içimizi ısıtmaya. Bizim
söylediklerimizi İhlas tercüme etti Hedil'e. Günün sonunda yorgunluk kahvesi
içtik hep birlikte. İhlas bize fal baktı.
Son olarak
bize Türkçeyi nasıl daha kolay öğrenirim diye sordu biz de kitap okumasını,
Türk olan komşular edinip Türkçeyi sık sık konuşmasını ve Türk dizi ve filmleri
izlemesini söyledik. Daha sonra kalktık oradan ve İhlas ile Hedil'i otobüs
durağına kadar yolcu ettik. İhlas beni unutmayın dedi biz de asla unutmayacağız
dedik ve sımsıkı sarıldık onlara. Tabi bu arada küçük bir detay var biz bunları
yaparken otobüs bizi bekliyordu ve şoför bize biraz söylendi çünkü vedalaşma
faslımız biraz uzun sürdü, ayrılamadık birbirimizden. Onlar otobüse bindiler
biz arkalarından uzun uzun el salladık ve mutluluktan birbirimize sarıldık.
Gerçekten çok güzel bir gündü. Tıpkı çocuklar gibi eğlendik. Allah kısmet ederse
onlarla inşallah tekrardan görüşeceğiz. Böyle güzel bir duruma vesile olduğunuz
için size çok teşekkür ederiz hocam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder